Hak Ettiğimiz Saygı
Kısa bir süre önce 2022 yılına ait Yüksek Öğretim Kurumu Yerleştirme Sonuçları açıklandı.
Bu sene oğlumun da üniversite öğrencisi bir genç olma hakkı kazanmasından dolayı farklı bir heyecan ile sonuçların açıklanmasını karşıladım. Aynı heyecanı 1992 yılında ben de yaşamış ve Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakultesi'nde üniversite öğrencisi olma hayalimi gercekleştirmiştim.
Eczacılık Fakültesi'ni kazandığım dönemde eczacılar için bazı insanlar "yarı doktor" yakıştırmasında bulunuyorlardı.
Hâlâ bu tür bir yaklaşım var mı bilemiyorum ama bu noktada bizi kendimize getiren Sayın Nevin Tanker'in "size yakıştırılan yarı doktor yaklaşımını asla kabul etmeyin; yarı doktor olmaya değil tam bir eczacı olmaya çalışın" şeklindeki sözü oldu.
Türkiye'de eczacıların kendilerine karşı bilinçli veya bilinçsiz bir çok olumsuz yakıştırmaya, bir takım değersizleştirme çabalarına rağmen Türk insanının gözünde önemli bir konumda olduklarını düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde bir bilgi yarışmasında "raftan aldığı kutuyu, üzerine okunaksız bir el yazısı ile sabah-akşam tok karnına yazıp karşısındakine uzatan kişi" olarak tanımlansa da, mezun olurken ettiği yemine sadık kalma çabasından dolayı eczacılar, her zaman toplumun gözünde iyi bir yer edinmiştir. Sağlık problemi yaşayan herhangi bir kişi rahatlıkla bir eczaneye uğrar ve danışmanlık hizmetini alır.
Eczacılar hiç yüksünmeden hastası için gerekli yönlendirmelerde bulunur.
Hatta son zamanlarda özellikle sağlık çalışanlarına karşı artan ve biz eczacıların da fazlasıyla nasibimizi aldığımız şiddet içerikli davranışlara rağmen, içinde yaşadığımız toplum ile aramızdaki ilişki bugüne kadar hep olumlu yönde seyretti. Bu durum Sayın Nevin Tanker'in bize yönelik "tam bir eczacı" olma konusundaki öğüdünün yansıması olsa gerek, öyle değil mi?
Bakın bir süredir ilaç dışı ürünlerin market raflarında ya da internet ortaminda pazarlanmasından şikayet ediyoruz.
Bu ürünler eczacıların danışmanlığı dışında ne zaman market raflarında yer buldu ve internet ortamına düştü toplumun gözünde de değerini o ölçüde yitirmeye başladı. Bazı firmalar pazar paylarını arttırabilmek amacıyla ilk etapta ürünlerinin sözünü ettiğimiz platformlarda satılmaya başlamasına ses çıkarmadılar ancak bana kalırsa bu noktadan geriye dönmeye çalışıyorlar bir süredir. Çünkü eczanede eczacı danışmanlığı ile halka ulaştırılan ürün değerini korumaya devam ediyor. Eczacılara olan güven sayesinde eczanede satılan ürün halkın nazarında daha değerli oluyor her zaman.
Ettiği yemine sadık, mesleğini tam anlamıyla icra etmeye gayret eden ve bu sayede toplum nazarında belirli bir değeri olan; örgütlü yapısı sayesinde de bugüne kadar birçok saldırıyı bertaraf etmeyi başaran biz eczacılar, aynı değeri neden bürokrasiden ve ülkeyi yönetenlerden görmüyoruz. Gerek toplum gerekse kamu eczacılarının on yıllardır süregelen sorunlarının çözümü için öne sürdükleri haklı talepler devleti yönetenler tarafından görmezden geliniyor.
Neden?
Toplum eczacıları uzun bir zamandır içinde bulundukları ekonomik darboğazdan kurtulabilmek amacıyla İlaç Fiyat Kararnamesi'nde güncelleme yapılmasını talep etmekteydiler. 13 yılın sonunda maalesef bizleri tatmin etmeyen bir güncelleme ile karşı karşıya kaldık.
Kamu eczacıları uzun yıllardır özlük haklarının iyileştirilmesi için çabalıyorlar. Sağlık çalışanları için yapılan tüm iyileştirmelerde eczacılar ya yok sayılıyor ya da onlara yönelik yapılan iyileştirme tatmin edici olmaktan uzak oluyor.
Geçmiş yıllarda eczacılar İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü görevinde bulunurlardı. Hatta 1990'lı yıllarda kurulan koalisyon hükümetinde yanlış hatırlamıyorsam eczacı Sağlık Bakanı bile vardı. Günümüzde ise Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nda eczacı bir başkana 15 gün bile sabır gösterilmiyor.
Tüm bunların yanında yıllardır daha fazla eczacılık fakültesi açılmasın diye talepte bulunmamıza rağmen eczacılık fakültesi sayısı 60 rakamına ulaştı.
On yıllara dayanan örgütlü gücümüze ve toplum gözünde kazandığımız saygınlığa rağmen haklı taleplerimizin karşılanmamasının sebeplerini tartışmamızın zamanı çoktan geldi ve geçiyor.
Önümüzdeki günlerde bu konuyu ve bu noktaya gelmemizde eczacı örgütlerinde yöneticilik yapan meslektaşlarımızın sorumluluklarını tartışmaya açmak istiyoruz.
Görüşmek dileğiyle...
Dr. Ecz. Barış Tolga DEMİRCİGİL